EDİRNE ADASARHANLI KÖYÜ

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ailelerimiz
  4. »
  5. KUZUCUĞUM

KUZUCUĞUM

Enver Erkan Enver Erkan -
594 0

KUZUCUĞUM

06.10.2024

Bir kaç gün önce İpsala Balabancık köyü bu kadar yakınken, ulaşılabilirken, hatta bazen içinden geçip gittiğim, az çok da tanıdığım olduğu halde oraya ait bir anım niye yok diye kendime sordum ve başka sorularıma da cevap almak üzere dün bir kaç saatliğine de olsa Balabancık’ta idim. İkindi ile akşam ezanı arası gidip köy konağı altında ve Adnan YALÇIN beyin işlettiği kahvede çaylarımızı yudumlarken bazı eski tanıdıklarla birlikte yeni isimlerle de tanışma fırsatım oldu.


Dıngaların akrabası olduğunu söyleyen Hüseyin YALÇIN, Macır İbrahim’in yeğeni olduğunu söyleyen Bedri bey bunlardan ikisi.
Face’de takip ettiğim İpsala-Balabancık köyü sayfasının yöneticisinin kim olduğunu ilk defa merak edip bakıp inceledim. Sonuç ne derseniz yöneticilerden biri yıllar öncesinden tanıdığım Tahsin Çetin bey öğretmen çıktı. Tahsin beyin babası Sabri ( halkın Osman hoca olarak bildiği) bey 1955-1982 yıllarında Balabancık’ta imamlık yapmış. Emeklilik sonrası da eşi Sefaye hanımın vefatına kadar (2022) Balabancık’ta yaşamaya devam etmiştir.
Tahsin bey Balabancığı unutmamış ve Balabancıklılar tarafından unutulmamış. Uzunköprü’de Saffet Buzcu İlköğretim okulunda değerli büyüğüm, abim, arkadaşım Hakkı Gündoğan’ın müdürlük yaptığı yıllarda o da müdür yardımcısıydı. Ben ve onlar artık emekliyiz ve ertelediğimiz yaşamları, eksik bıraktığımız yanlarımızı tamamlamakla meşgulüz. Bu yazı vesilesiyle her ikisine de selam olsun.

Çok gezmeyi seven biri olduğum söylenemez. Çocuklarıma göre aşırı gerçekçiymişim. Kabul etmek zorundayım evlilik konusunda da ne bizim köyden ne başka bir köyden biriyle evlenmeyi pek düşünmediğim için düğünlere gidip Trakya tabiriyle “bakışmak” da pek bana göre olmadı. Hele hele başka köylere giderek bunu yapma gereğini hiç duymadım. Bunun için sosyal yanım zayıf kaldı, diyebilirim. Gençlerin, komşu köylerin gençleri ile en fazla tanışıp kaynaşma zamanları fırsatları bu düğünlerde olurdu. E gitmezsen kimi tanıyacaksın? bizimki de öyle oldu.
Uzaktan irtibat ve gözlem yapmak yeterli oldu bana genel olarak. Bir defa da olsa görmek orası hakkında kanaat edinmem için yeterdi. Yüzeysel bir tanıma olurdu bu tanıma gerçekten. Özel olarak Balabancık Dallığına gençlik yıllarımda bir defa gittim. Arkadaşım, komşum, Yunus Gündoğan’ın arabası ile gitmiş ve o gün bir süre orada vakit geçirmiştik. Maya, Beyköy Dallığı, Uzunköprü Bülbül şenliği ortak özelliklere sahip gezilen, alışveriş yapılan, yenilip içilen eğlence ve alışveriş kültürünün sürdürüldüğü etkinliklerdi. Bir çeşit piknik, mesire idi. Yılda bir gün olan bu etkinliklere komşu köylerden katılım sağlanır insanların görüşmeleri, sosyalleşmeleri sağlanırdı.

Köyümüzle Balabancık arasında ilişkinin en büyüğü evliliklerle kurulan akrabalık ilişkisidir.
Çocukluk dönemimizde tanıdığımız Balabancık’tan köyümüze evlenmiş olan Balabancıklılar:
Beyti Özgün eşi Ürküş hanım,
Tepeli Mustafa (Özel) eşi Fatma hanım,
İsmail Özbilgi eşi Nigar hanım,
Osman Düzgün eşi Ayşe hanım.
Ali Düzgün eşi Emine hanım,
Ali YÜKSEK eşi Nigar hanım.
Karamanlı Halil (Mutlu) eşi Cemile hanım hepsi de kibar insanlardı. Hatırnaz insanlardı. Cemile hanım yenge komşumuzdu, arkadaşımın annesiydi. Evlerine hemen her zaman çeşitli vesllelerle giderdim. “Kuzucuğum” diye seslenmesi dünyalara bedeldi. İnsan sırf o hitabı duymak için bayramı seyranı beklemez, sık giderdik onların evine. Güze doğru kalabalık ailenin kış ihtiyaçları için bahçelerinde kış hazırlıkları olurdu. Bir yaz mevsimi bahçelerinde yaptıkları karpuz pekmezi için günlerce ateş yakılıp kazanlar kaynadı. Göz hakkımız olan pekmezin tadı hala damağımdadır. Nur içinde yatsınlar.

Daha sonraki yıllarda köyümüze gelin gelmiş olanlar:

Nedim Gündoğan eşi Lütfiye hanım,
Adnan Özdilek eşi Fatma hanım,
İsmail Alan – Ümmügül hanım,
Bekir Özoğul – Ayşe hanım,
İzzet Çınar – Ayşe hanım
Gürsel DURU – SEVİM hanım
Ozan ÖCAL – Ülfet ALTAY
……

BALABANCIKTA EVLİ KIZLARIMIZ

Hatice DÜZGÜN – Yunus Engin
Emine ERGEN – Halil YENİGÜN
Emine ERGEN- Mehmet ENGİN (Koreli)
Sıdıka ŞENGÜN – Ahmet GÜRLER
Hafize ÖZGÜN – İbrahim BOSTANCI
Kaniye TOKER- Halil İbrahim KILIÇ
Remziye DURU – İsmail DALGIÇ
Fatma GÜMLER – Şerif CAN
Birsen VAROL – Nazif GÜVEN
Gülşen TOKER- Erdoğan DEMİR
Birsen YAKINLAR- Zeki UZUNBAŞ
Tülay ENGİN – İlhan GÜRLER
Necla BOZKURT – Ahmet ARDA
Nuray ÜRKMEZ – Şenol DALGIÇ
Ayşe DALKIRAN – Cevdet TUFAN
Ayşe ERGEN – Faruk AKGÜN
Filiz ERGEN – İsmail ERTUĞRAL
Figen ERGEN – Mehmet GÜLER
Ayşe ERGEN – Naci ENGİN
Yasemin ERGEN – Emrullah DEMİR
Aliye KILIÇER – Serdar KIVANÇ
Mükerrem MUTLU – Halil Kemal ENGİN
Elçin YAKINLAR – Onur GÜRLER
Hanife TARI – Hasan FİLİZ
Zeynep ÖZCAN – Zeki YENİGÜN
Emel KAÇAKOĞLU – Tuncay DALGIÇ
Fatma SESSİZ – Süleyman YENİGÜN
Nihal EREN – Ünal TUNA
Cemile ERKAN – İbrahim AKSOY
Arzu ŞENER – Osman FİLİZ
Emine GÜMÜŞ – Abdullah TUFAN
Nurten DİKBAŞ – Gürkan VARDARLI
Münevver DİKBAŞ – Ertan KARABAĞ
……

Balabancık’ta evlidirler.

Adasarhanlı’dan olup Balabancıkta evlenip yaşamlarını orada sürdürenler:
Hüseyin Mutlu, Gülsüm
Şakir Düzgün Dürriye

Son yıllarda kızlarımızın Balabancık’a evlenmesinin sebeplerini, sosyolojik olguyu anlamaya çalıştım. Tabii ki tek bir nedene bağlamak imkansız akraba ve tanıdıkların tavsiyesiyle görücü usulü ile yapılan evlilikler olmuş.

Şaka ile karışık da olsa Balabancıklı erkeklerin çapkın olduğu ve kızlarımızı kendileri ile evlenmeye ikna ettikleri de bir görüş olarak karşıma çıktı.

Balabancıklı genç kızların da Balabancıklı erkeklerden daha fazla Sultanköylü erkeklerle evlendiği bunun da insanların yakinen tanıdıkları, çevrelerindeki insanlara karşı bir yüz göz olma ve onda aradığı farklılığı bulamama, başka yerde olanlardan kendisine karşı daha bir yakınlık daha bir bağlılık umduğu fikri hasıl oldu.

Bu kadar kızımız Balabancık’a evlenirken köyümüzde onlarca erkek bekar gezdiği halde bunlardan bazılarını ikna edip köyümüzde ve kendileri ile evliliğe razı edememiş olmaları bir tıkanmışlığın bir farkındalık oluşturamamanın sonucu diye düşündüm.

Bir düşünceye, gözleme göre de Balabancık’ta köylüler arasında çok sıkı bir bağ var. Herkes birbiriyle yakınlık kuruyor ve birbirine değer verip onu yüceltiyor.

NOT: Gözümüzden kaçan bilgiler, isimler ve farklı yorumlar varsa yorumlar bölümünde görmek isteriz.
Yazının hazırlanmasında yardımını esirgemeyen tüm dostlara selam olsun…

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir