EDİRNE ADASARHANLI KÖYÜ

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Anılar
  4. »
  5. KAYBOLAN MESLEKLER

KAYBOLAN MESLEKLER

Enver Erkan Enver Erkan -
209 0

KAYBOLAN MESLEKLERİMİZ

Hadi bugünün konusuna kaybolan mesleklerimizle devam edelim.

Korucu. Köyde köy muhtarlığı uhdesinde koruculuk yaparak geçinen benim bildiğim üç beş vatandaş vardı. Benim eksik bildiklerimi de yorumlarda yazarak tamamlayan dostlarımız takipçilerimiz olacaktır.

Meslek hayatımda öğrencilerime geçmişi bilip tanımaları adına kaybolan meslekleri ödev olarak verirdim. İyi de olurdu. Hadi canım öyle de meslek mi varmış diye. Gençlere hak veriyorum. Sadece merak ederlerse araştırıp bulurlar, You Tube’den denk gelip izlerler. Ya da tesadüfen denk gelirse görürler yolda, belde, televizyonda.

Altmışlı yıllarda Çanakkale’den develerle kervan gelir köy köy gezerek toprak çanak, çömlek, küp satarlardı. Buzağılıkta develeri ile konaklarlar, otlamak üzere hayvanlarını yayarlardı.   Gebze’de çalıştığım yıllarda bir marketin açılışını haber vermek üzere sokaklarda boyunlarında çanları ile develer yürütülmüştü.

İzmit’te de benzer bir etkinlik için yürütülen develeri görünce devecilerin ekmek kapısı olan develeri ile yük taşımak yerine, reklam aracı olarak kullanılmalarının değişen düzende yer aldıklarını kabullendim. Artık her yer araba, kamyon, kamyonet, ticari araç doluyken devenin kahrı çekilir miydi! Bir de Nasrettin Hoca’nın Fincancı Katırlarını Ürkütme fıkrası vardır ki sadece anılarda kaldı.

Biz Nalbant Mehmet’in hayvan nallama faaliyetlerinde yanında yöresinde bulunup şahitlik etmiş nesiliz. O yüzden geride kalan oğluna, torunlarına neden Nalbantlar dendiğini biliriz.

Kurban İbrahim agaya bayram öncesi potin tamirine ve boyatmaya gitmişliğimiz de var. Efrayim agadan önce o yapardı bu işleri evlerinin bahçesindeki ufak işliğinde.

Hasip (Engin) Aganın sandalye, tabure, bastonlarından önce öküz arabası, arabanın çeşitli aksamları (Tekerlek parmakları, arış, boyunduruk, zelve), balta, nacak, çapa sapı, yassı ağaç (Yastaaç), hamur teknesi vb bil cümle ağaç işlerini şimdi yerinde olmayan işliğinde yaparken çok seyretmişliğimiz vardır.

Kaçak Şükrü, Ali Osman, Sadık ağa (Deniz), Alaman Remzi, Sadığın Mustafa (Deniz), Sarvan Şakir (Kılıçer), Kurban Mehmet Ali (Güneş), Macır Ahmet Yılmazer, Hüseyin Duru, Üç ay gibi bir süreliğine de olsa Gürsel Duru,

Gece Bekçisi (Pazvant); Hasan Ergen, sonra Muammer Metin….

Boğa bakıcısı: Karakaş Abdullah, Uzun Sülman,

Köy hizmetlileri, ya da kahya adıyla anılanlar. En eskisi Arap Hasan,  İbrahim Biçen, Hamit Alkan, Muammer Gülen, Mehmet Taşkın. Şimdi sadece iki kişi kaldı köy muhtarlığı adına çalışan. Salih ve Nazif. Maşallah onlar da İsveç çakısı gibi. Ne iş olsa yapıyorlar.

Set Bekçisi; Yusuf Dikbaş, sonra bu iş oğlu Mehmet Ali’ye geçti. Tesadüf oldu. Yoksa babadan oğula geçen meslek değildi. Eskiden hatır ile işe girilirdi. Araya bir hatırlı kişi girdi mi işiniz olurdu. Şimdiki gibi KPSS falan yok. Üç kişilik işe üç bin kişi müracaat etmezdi. DSİ de işe girmek için partiye kayıt olmak falan da gerekmezdi.

Öyle öteberi iş zannetmeyin. Fena canınızı yakardı eğer vicdanı el verse. Seddenin kenarında tohumu Amerika’dan getirilen otlar ekilmişti. Kökleri toprağa sıkı sıkı sarılan kurağa dayanıklı set otları sedde toprağının yayılıp akmasını engellerdi. Bildiğiniz gibi sedde kamyonlarla taşınan toprakla yapıldığı için yağmur suları ile aşınabilirdi. Bu aşınmayı engellemek için duvarlarına özel olarak ot ekilmişti. Eğer üzerinde hayvan gezerse otları yer, köklerine zarar verirlerdi. Onca para ile yapılan sedde aşağıya kayar giderdi. İşte insanların, hayvanların seddeye zarar vermesini engellemek için  sed bekçiliği görevi ihdas edilmişti. Altlarında DSİ nin rengi olan yeşil boyalı motorsikletleriyle sedde üzerinde belirli aralıklarla gider gelirlerdi.

Mehmet Ali agayı laf olsun diye motorsiklet tamircisi zannetmeyin. Adam daha yürümeyi öğrenirken kapıda motorsiklet gördü. Haliyle onu yürütmenin yanı sıra tamirini de babası ve kendi yaptı.

Bir hafta sonu kardeşimi dinlendirmek adına koyun otlatmaya gitmiştim. Aslında yasak olduğunu bildiğim halde ovaya kestirmeden gitmek için seddeden geçmiştim. Neredeymiş kamyonetle DSİ çalışanları sedde üzerinde belirdi. Ama ben artık sürüyü açıksuya indirmiştim. Seddeden aşağı bana seslenerek adımı, soyadımı, koyun sayısını sordular. Bütün sorularına o anda aklıma gelen yalan cevapları verdim. Onlar da güya ellerindeki bir deftere söylediklerimi not ettiler. Ceza kesmek gibi bir niyetleri yoktu demek ki yanıma gelip benimle konuşma ve gerçek bilgileri alma gereği duymadılar. Zaten ben de pazartesi günü Edirne’ye okula dönmüştüm bile. Olay öylece kaldı. Bilmiyorum ceza yiyen devlete tazminat falan olmuş mudur sırf bu yüzden ama görevlisi vardı. Sorayım Mehmet Ali agaya bu konuyu yarın.

Şeytan buzalığı denen bölgede Aliosman’dan da yasak bölgede koyun otlattığım için pek çok çoban gibi ben de birkaç tokat yedim. Masar Osman şahittir. Öbür tarafta helallaşacağız. Sadece yoldan aşağı ölü sahaya indim. Suç yoktu.

Traktör şoförlüğü de geçim kapısı idi. 1970 yılında BMC traktörü aldığımızda alt tarafı Meriç’ten topu topu ellili yaşlarındaki dedem, 35 yaşındaki babam değil de komşumuz Danabaş Mehmet Gündoğan aga köye eve götürdüydü. Sonra kış boyu babam traktörü sürme alıştırmaları yaptı. Onu da ne kadar kaptıysa. Fazla sürat yapmayı sevmediği için karınca ezmekten korkar tavırla sürdüğü için Plot lakabını tescilledi.  Dedem ömrünün sonuna kadar bir defa bile direksiyona geçmedi. Ben mecburen dokuz yaşımda sürmeye başladım. Geç bir yaş hatta. Hakkı Özdilek kardeşimiz yalanı ile beraber belki beş altı yaşında iken kullanıyordu. Ben onu gördüm, başkaları da sürmüştür o yaşta. Ama dedeliğin bir ağırlığı vardı öyle gereksiz işlere tenezzül! etmezlerdi.

1960 lı yıllarda köyde traktör alan bazı haneler onu sürecek elemanları olmadığı için Arnavut Sayıt (Aydın)’ı şoför tutmuşlardır. İlk traktör şoförü olarak kayıt edilse yeridir.  İzzettin Güner enişte hayli traktör şoförlüğü yapmıştır. Coni Mehmet Öcal da bu mesleği yapanlardandır. Fahri Köken ve Solti de bu işi yaptılar ama onlar fazla olan traktör sayısına yetecek şoför olmadığı için Lomların şoförleriydi. Onlar profesyonel şofördür.

Köyümüzde çeltikçiliğin başlangıcı ve gelişmeleri ile ilgili ayrıca bir veya birkaç yazı dizisi yapmaya çalışacağız.

Danabaşlar, Mehmet Ceviz 1960’ların ilk yarısında demir tekerlekli Lans traktörle çeltikçilik yapmıştır. Eğitmen Halil, Karamanlı Halil, şimdilik bildiğim ilk çeltikçiler olarak not edilsin. Sonra konuyu geniş geniş araştırıp yazmaya çalışacağız. Ceviz’in Lansa yetişemedik ama Tepeli’nin Lansla hayli zaman geçirdik.

Hacı Yunusların Massaris -Massey Harris- traktör hayli zaman çalıştı.

(Karamanlı) Halil Mutlu: Kırık çıkık tedavisi, diş çekimi, erkek hayvanları iğdiş etmek.

(Çavdarcı) Ayşe Özcan: Kabakulak okurdu.

Aliye (Abla) Kılıçer: Ebelik, boğaz basma.

(Macır) Hasan Dalkıran: Ağaç aşılamak, hayvan doğumlarına yardım etmek.

(Hamza) İbrahim Yıldız: Ağaç aşılamak, harman süpürgesi yapmak, peynir tekelerini lehimlemek.

Hasip Aga (Engin): Marangozluk işleri.

(Izgora) Ömer Duru: Çatı aktarmak.

Çolak Ali, Karakaş Abdullah, Bulgar Hasan, Halim Varol: inşaat ustası, çatı aktarma, baca tamiri.  Hali hazırda Baki Bölge, Mahmut Köken, Ali Balcı bu işleri iyi kötü devam ettiriyorlar.

(Çavdar) Ahmet Özcan: Balık tutmak.

Hüsnü Aga: Çırakman yapardı, balık tutardı. Susam eken kalmadı ki çırakman yapılsın.

Uşla Arif: Kavrulmuş ay çekirdeği, Çıtır çekirdek satardı kahve ve yazlık sinemalarda.(Şıtır var. -derdi-)

Enver-Hüseyin Sert,  Hüseyin Tarı: Sinema işletmecileri.

(Esnaf) Yusuf Yılmaz: Kış mevsiminde, kahvelerde koluna taktığı sepetiyle seyyar manavlık. Cambazlara yol göstericilik. Deri pazarlamacılığı

Süslü Hüseyin (Ardıç): Seyyar Lokantacı

İsmail Alkan- Mehmet Ali Dikbaş: Motorsiklet tamirciliği.

Hasan Biçen: Motor tamiri. Sonra oğlu Mesut’a kaldı.

Kestanlar: Pulluk demiri, balta, çapa bileme.

Macır Ahmet, Yunus Erol, Şemsettin Yılmaz, İzzet YILDIZ: Elektrik işleri

Arif Öcal, Kanun Niyazi (Çetin), Patel Hüseyin (Ürkmez): Mezar kazma.

Efe Sülman: Arıcı.

Şemsettin Yılmaz: Soğuk demirci, kaynakçı.

Hüseyin Alkan, sonra da oğlu Nazmi: Balıkçılık ve Ergene taşınca kayıkla insanları karşıya geçirme.

Tepeli Mustafa (Özel), Hamza İbrahim Yıldız; Kavun, karpuz tarlası bekçiliği.

Arap Hasan (Korkmaz), Hamdi Top, Ceyar Süleyman: Davulcular.

İğneciler: Refiye Güner, Dınga İbrahim Özdemir, Kurt Mesut Bozkurt, Kısacık İzzet, Hüsref Top, Hamza Süleyman Yıldız.

Hasan Bilgin, Mehmet Yıldırım: TV çanak montajı ve bakımı, ayarı.

Mehmet Yıldırım: Düğün fotoğrafçı ve kameramanı. Yeğeni Erhan da yanı sıra yaptı bir zaman.

 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir