Hasan Aga
Bende kesinlikle ticaret kafası yok. Bir şeyler alıp satmak meziyetse ben bu meziyeti kazanamadan daha ortaokul yıllarımda kaybettim.
Erken ekilen fasulyeyi yolduk, savurduk, eledik, yetmedi ayıkladık. Az üründen çok para alacak bütün itibari gösterdik. Babam işi olduğu için satmak üzere Uzunköprü borsasına beni gönderdi. Numune borsada görüldü, tüccarın biri beğenip kilosunu 33 liradan aldığına dair bilgi fişi tarafıma verildi. Lakin tüccarın zahire dükkanına gidince beni sabi sübyan gördü.
-Bu mal numune ile aynı değil. Borsada belirlediğim fiyata almam, kilosu 30 lira, dedi.
– E tamam da ben eve gidince babama ne diyeceğim, dedim. Parayı çalmışsın, der.
Anlaşmayı bozan o olduğu için kızdım, yok sana fasulye, dedim. Çuvalları emanet olarak bir yere bırakıp köye gittim.
Ertesi hafta babam gidip fasulyeleri sattı. Sonrak aşamanın detayı aklımda kalmamış.
Bir daha da pazarlama işine girmedim.
Kısacası köyde en çok ticari faaliyetini sergilendiği seyyar satıcılar, bakkal dükkanları vardır hayatımızda önemli yer tutan.
Bakkallar da Kör Hasan ağanın dükkan, Şaban İsmail’in Hasan ağanın dükkan, Hoca’nın dükkan, Kambur Ali’nin, Şaban’ın postane-dükkan iyi kötü ilklerimiz.
Belki zaman bulur, keyifli zamanıma denk gelir hepsi ile ilgili küçük de olsa anılar kaleme alırım.
İlla Hasan ağanın (Şaban İsmail’in) dükkan.
Üç nesil emek ettiler. İsmail dede, Hasan Aga, Ersoy arkadaşımız.
Hasan ağanın dükkandan alışveriş yapmamış yaşıtım yok gibidir. El mahkum herkesin bir şekilde yolu/işi düşerdi.
Zamanının IKEA, TEKZEN, MIGROS’uydu dükkanı.
Kadınlara dikiş ipi, masır, iğne, makas, dikiş makinesi yağı, dikiş makinesi kayışı, tığ, koka, gergef kasnağı, dantel ipi, boncuk, saç tokası, kara lastik, terlik, tokya, makas, ruj, krempet, çil Fazıl, ince çorap, çorap şişi, kazak şişi,
Erkekler için ayna, tarak, gıslevent ayakkabı, kara lastik, ayakkabı boyası, cilası, bisiklet pedalı, fren teli.
Okul giden öğrencilere; okul önlük yakası, defter, kalem, kitap kabı, renkli kuru kalem, sulu boya, mürekkep, okka, uç, sap..
Traktör yedek parçası, özellikle Ferguson ve Fiat markaları için günlük hayatta her an lazım olacak, olan pim, arşak, orta ve yan kol, yan kol gergileri. Çeşitli ebat ve boyda cıvata, somun, radyatör kapağı, radyatör hortumu, yakıt hortumları, anahtarlar, çekiç, keser, halat, testere, testere ucu, eğe, salmostra, kaplin lastiği, pancar motor kolu, pancar motor egsozu, ateşleme fitili
Cam macunu, cam çivisi, gaz yağı, mazot aktarma hunisi, gaz lambası, lamba şişesi, fitil.
Bütün bunları akıl süzgecimden geçirip düzgün bir sıralama ile anlatmak isterdim lakin dükkanda bunlar anlattıklarımdan daha karışık bir düzensizlik içindeydi. İstediğiniz bir şeyi acele almak isterseniz Hasan aga meşgulse uzaktan tarif eder, siz gidip bulabilirseniz bulur alırdınız. Bulamazsanız te burda nasıl görmüyorsun der, alır, elinize verirdi. Fiyatını da hiç bir zaman şimdinin çakma esnafı gibi fiyat listesine, İnternete -yoktu- bakıp söylemezdi. Ya hepsinin alış fiyatını hatırlar üstüne karını koyar fiyatını söylerdi. O zamanlar enflasyon da şimdiki gibi fazla oynak değildi. Olduğu zamanlarda da TUİK farklı vatandaş farklı demezdi. Neyse oydu.
Bir de çok ilgimi çeken yönü her tatil köye gidip dükkanına uğradığım zaman,
-Hoş geldin, nasılsın? Sorularının peşinden nerede görev yapıyorsun sorusu mutadlarından biriydi.
Sağlığı el verdiği sürece dükkanı işletti, sonra oğlu Ersoy ‘a devretti. Kendi emekli olarak köşesine çekildi. Son yıllarını Uzunköprü’de kızı Fatma’ya komşu olarak Uzunköprü’de Beymahallesi’nde yaşadı. Kahvede, camide rastladım. Tanıdığı yıllar içinde selamlaştık, hal hatır sorduk.
İyi ki ömrümüze güzellik katan bu iyi insanları tanıdık.
Mekanı cennet olsun.
