EDİRNE ADASARHANLI KÖYÜ

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Ailelerimiz
  4. »
  5. BİZİM SOKAK- SÜLEYMAN DALKIRAN

BİZİM SOKAK- SÜLEYMAN DALKIRAN

Enver Erkan Enver Erkan -
593 0

MACIR OSMANLAR – SÜLEYMAN DALKIRAN

Bizim Sokağın batı tarafının beşinci hanesi, Hıdır Mehmetle Hıdır Osman arasında kalan hane, Macır Osmanlarındır.

Osman aga 1988’de vefat etmiş. Ben hatırlıyorum. Ancak çok fazla kahveye çıkan, ortalıkta gezinen bir adam değildi. Genellikle evde, bahçede yaşardı. Ben de onu ancak uzaktan orada görürdüm. Son zamanlarında Siroz rahatsızlığı da yaşamış sıkıntıları vardı ve şişman denecek bir yapıya sahipti. Hanımı ondan önce vefat etmiş  ama onu da o şekilde evlerinin bahçesinde görürdüm, o şekilde sadece slüet olarak hatırlıyorum.

Osman aganın dört çocuğu var.

  1. Sevim (Dalkıran) Gülen. Yusuf Gülen’in eşi.
  2. Ayşe Dalkıran. Vefat etmiş.
  3. Ali Dalkıran. Sokağımızın doğu bölümü hanesi olarak yazıldı.
  4. Süleyman Dalkıran.

Bu yazımızın konusu Süleyman Dalkıran olacak. 1948 doğumlu Süleyman aga gayet

hoşsohbet, sakin, mülayim bir komşumuzdu. Hal ve hareketlerinde atikliği, gırgır şamata anlarında daha fazlaydı. Sevimli adamdı. Kimseyi kırıp incitmiş olduğunu düşünmüyorum.

            Fotoğraf çekmeye başladığım yıllarda o farkında olmadan çektiğim birkaç fotoğrafı olmuştu. Hele rahatsız olduğunu duyduğumda hastalığı ona yakıştıramamıştım. Bu kadar hayat dolu biri nasıl hasta olur demiştim kendi kendime. Ama, kader bizim bilmediğimiz çok şeyi biliyor. Erken bir gidiş oldu. Mekânı cennet olsun. Elimizde sadece sağlığında arkadaşlarıyla çektirdiği birkaç fotoğraf var. Başkaca da bulursak yayınlarız. Kıvrık Hakkının kızı Fahriye hanımla evlidir. 1981 yılının karlı kış mevsimini hatırlayanlar vardır. Fahriye abla ile biz bir de Ahmet Gülen unutamayız. Gafur aga rahmete kaldı. Nasıl bir ortak yandı bu, mevzuya gelecek olursak büyük ihtimalle cuma günüdür. Uzunköprü Lisesinde okuyorum. Hava bozdu, hadi dedim, hafta sonunu köyde geçireyim. Yunusla aynı evde kalıyoruz ama o gelmemiş demek ki köye. YA evde kaldı, ya da benden önce gitti köye, orası aklımda kalmamış. Meriç’e kadar geldim. Zaten kış, günler bir avuç. Hava da bozunca öğrenci gelir diye bekleyen köy arabaları da kalmamış ortalıkta. Terminal bom boş. Gafur aga ile Fahriye abla’da Edirne’de hastanede yatmakta olan annelerinin yanına başka bir refakatçi bırakmış olmalılar ki hafta sonu ortalıkta kalmaktansa köye gidip ihtiyaç görecekler, pazartesi tekrar Edirne’ye döneceklermiş. Lakin onlar da terminalde bekleşiyorlar. Ben konuyu bilmiyorum ama o bildiği için Ahmet Gülen’in Meriç Yağ fabrikasındaki işine her gün arabası ile gidip geldiğini akşam dönüşünde de yolda belde kalanları alıp köye götürdüğünden haberdar.  Fabrikaya gittik. İş çıkışına yakın bir zamandı. Ahmet Gülen’i bulduk. Biraz sonra köye gideceğini bizi de götürebileceğini söyledi. Sevindik, rahatladık. Vakitli vakitli bu havada evimize bir araba ile gidecektik. Ne bilirdik ki biraz sonra olacaklardan. haberimiz yoktu.  Arabaya bindik, araba henüz soğuk, motor ısınacak ki motorun ısısı kalorifer sisteminden içeri verilecek arabanın içi ve biz ısınacağız. Nasılsa ilerleyen dakikalarda olurdu. Arabadaydık yeterdi. Araba Reno TL, TS, falandır. O zaman henüz  Brodwaylar yok klimalı arabalar yollarda henüz fazla değil.  Yola koyulduk. Bir kaç yüz metre sonra eski Meriç bayrı yoluna vurduk kendimizi, patinajla yarı yola kadar çıktık. Oradan öteye araba işi inada bindirdi gitmiyor, gidemiyor, Yolda arabayı ters çevirip motorun ağırlığını ön çeker tekerleklere verip geri geri giderek biraz daha sürme kolaylığı sağlamak istedi Ahmet Gülen, o da olmadı. Çıkamadık bayırı. Arabayı fabrikanın bahçesine bırakıp dört, yol arkadaşı köye gitmek üzere Meriç yolunda yürümeye başladık.

Akşam ezanında Subaşın’da bir kahveye girdik.  Girmeseydik. Üzerimizde biriken karlar eridi, bildiğin yağmur yemiş gibi ıslandık. Birer çay içimi kalıp tekrar yola düzüldük. Küplü’de kahveye girmedik. Köye vardığımızda artık yatsı vaktiydi. Eve girdiğimde beni beklemiyorlardı. Biraz şaşkınlığın ardından.

  • Hayırdır, ne bu hal falan oldu, anlattım.
  • İyi olmuş, dediler. Ama ne kadar iyi oldu bilmiyorum. Bu yorucu yolculuk hayatımın en uzun ve en zor yolculuğudur. Unutulmazlarım arasında yerine aldı.

Süleyman-Fahriye’nin İki çocukları vardır.

S.1. Ünal. 1976 doğumlu Ünal kardeşimiz Tekirdağ’dan Çisem hanımla evlidir. Onların da Süleyman Çınar adında bir çocukları vardır.

S.2. Türkan. Edirne’de Yılmaz Arda ile evlidir. Yılmaz serbest meslek sahibidir. Bir kız çocukları vardır.

T.1. Hamiyet. Üniversiteyi yeni bitirmiş bir genç kızımızdır.  25.11.2023

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir