A:
—Abgötüren(Alıp götüren): Yabanın büyüğü.
—Ayvan: Hayvan.
—Arış: Arabanın çekilmesini sağlayan uzun sırık.
—Alaf: ot, saman gibi hayvan yiteceği
—Alentrik: elektrik. El feneri..
—Arşak: Çevirirken hız kazanması için İğ’in altına takılan ağırlık.
—Aylak: Boş gezen, işi olmayan.
—Alay: Konvoy
B:
—Bomba: Su bidonu.
—Burunsuluk: Çift sürmede kullanılan hayvanların otlamasını önlemek için burunlarına geçirilen metal kafes.
—Burgu: Elle çalışan tahta delme matkabı.
—Boduç: Ağaç veya topraktan yapılmış küçük testi
—Bibi: dişi hindi.
—Bici: Ördek Yavrusu.
—Bıza: (Buzağı): İneğin yavrusu.
—Bıldır: Geçen sene.
—Beegir. (beygir) at.
C:
—Cırcır: fermuar
—Cılk: Bozuk yumurta.
Ç:
—Çufalık: Hasır ve kilim dokuma tezgâhı.
—Çendil: Peynir süzme bezi.
—Çepin: Küçük Çapa.
—Çırçır: Buğday dövme patozu.
—Çıt çıt:
—Çınka: Kulplu demir bardak.
—Çombul: su içme kabı.
—Çerkelli: Övendire Çarık: Ham deriden yapılan ilkel ayakkabı.
—Çırakman: Susam demetlerinin kuruması için dik olarak dizilmesi. Ustası Hüsnü (Çağlayan) agaydı.
—Çakal: 135 lik massey ferguson traktör.
D:
—Döven: Buğday, arpa, çavdar, fasulye, nohudu başağından ayırmada kullanılan alet.
—Döven Taşı: Dövenlerin altına çakılan keskin çakmak taşı.
—Düve: Buzağılıktan çıkmış genç dişi sığıra denir. Dana ise genç erkek sığırdır.
—Domuz: 444 Enter Traktör.
—Diirmi, değirmi: çember.
—Dürmek: katlamak.
—Düümek: dövmek.
—Dürü:Düğün evine getirilen hediye.
—Dragaman: Yevmiyeci işçilerin başkanı.
—Dolaşmak: Gezinmek.
—Dolaşmak: Hastayı ziyaret etmek.
—Dübek: dibek. Bulgur dövdüğümüz çukur.
—Dolaşmak: İp, çatı gibi şeylerin karışması.
—Dada: bebek.
E:
—Elicek: Tahıl biçme sırasında ele geçirilen ağaç alet.
—Enser: çivi
—Encek: Köpek yavrusu.
F:
—Fol: Tavuk yuvasına konan (genelde) bozuk yumurta.
—Folluk: Tavukların yumurtlaması için yapılan yer.
—Fıçı: Mazot varili.
—Ferece (Ferace):
—Fak: Kapan.
—Fıstan (fistan) kadın giysisi.
—Fıydırmak: kaçmak.
—Fasille:Fasulye.
—Fışkın: Sürgün, dal.
—Fırdolay: çepe çevre.
G:
—Gazganak: Midye.
—Gırnata: klarnet.
—Gözer: Büyük elek.
—Grep: Başörtüsü.
—Guli: erkek hindi.
—Gidişmek: kaşınmak.
—Gege: Ot yolmak için kullanılan kancalı sopa.
—Gıygıy: keman.
—Gorgor: Büyüklenme. Gösteriş, caka, fiyaka.
—Gündöndü: Ayçiçeği.
—Gurk. Kuluçka.
H:
—Hasır: Sazdan dokunan kilim altlığı.
—Hayat: Salon, evin giriş bölümü.
I:
—Israne: Ekmek teknesine kazımaya yarayan ince saplı spatula.
—Iştır: Bir çeşit yabani ot.
İ:
—İilenmek: oyalanmak.
—İlenmek: beddua etmek.
—İğşi. (iişi) ekşi.
—İğ: Eğirilen iplerin sarıldığı çubuk.
—İbrik: Plastik veya topraktan yapılma Su koymaya yarayan kulplu, emzikli kap.
—İnge: Yenge.
K:
—Kuzukula(ğı): Ekşi ve çiğ yenen bir ot. Ekşimelek. (işimelek)
—Kazık: At, eşek gibi hayvanları kırda otlatmak için bağlamaya yarayan demir veya ağaç çubuk.
—Kalbur: Elekle, gözer arası eleme aracı.
—Kaltak: At eğeri.
—Koşum: araba hayvanının kayış takımı.
—Kolan: At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer:
—Kırnap: Kınnap: Kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim veya kalın iplik.
—Kukumak: Baykuş.
—Kırımsa: Dolu, yağış.
—Kıra: Kırağı.
—Kışalamak: Kovmak.
—Katık: yemek, azık.
—Kaykılmak: Diklenmek. Birine karşı gelmek.
—Kaykılmak: Ölmek.
—Kaçınmak: Gezinmek.
—Kösee: Fırın karıştırma sopası.
—Kirez: Kiraz.
—Kuumak: Kovmak.
—Kuuğmak: Duvarla, çatı arasındaki boşluk.
—Kutne: Plastik sefertası.
—Küp: İçine turşu kurulan, Nişastalık buğday konan büyük toprak kap.
kullanılan eşya.
—Kopça: düğme.
—Kurna: Çeşme Musluğu
—Kındıra: Çeltik zararlısı ot.
L:
—Labada: Bir çeşit yenen ot. (Efelek)
M:
—Mıh: Nal çakmada kullanılan özel çivi.
—Marama: el, yüz havlusu.
—Mısandıra: Yüklüğpün üst bölümü.
—Maşınga. (Peçka):
N:
—Naştrapana: (maşrapa): Su içme kapı.
—Nufut: nohut
—Nacak: Küçük balta.
—Nevale: yiyecek, azık.
—Naaş: Nakış.
O:
Ö:
—Övendire: hayvanları dürtmek, harekete geçirmek için kullanılan, ucu çivili uzun değnek.
—Özek: Öküz arabasının şase bağlantısını sağlayan ağaç. Merkez ağacı.
—Öreke: İp eğirmek için yumağın takıldığı çatallı sopa.
P:
—Pazen: çocukluğumuzun pijama ve gecelik kumaşı.
—Pali: köpek yavrusu.
—Papara: (popara)Hayvanlara saman ve ıslakyem karıştırılarak verilmesi.
—Peşkir: Havlu. Elbezi.
—Pantul: Pantolon.
—Pança:Avuç içi kadar.
Parka: mont
—Pobuç: ayakkabı.
—Pelte: Muhallebi.
—Papur (Papir): Anagölde yetişen bir çeşit ot. Göl kıyılarında biten saz.
R:
S:
—Süven: Kazık.
—Sırtmaç: (sığırtmaç): Köyün hayvanlarını belli bir para karşılığı otlatan çoban. Köy çobanı.
—Setre: Ceket.
—Salmalık: Mahsüller toplanınca hayvanların serbest olarak otlamaya salmak.
—Süve: (Söve) Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve:
—Semer: Eşeklerin sırtında yük taşımak için kullanılan alet.
—Susak: su kabağının içinin boşaltılması suretiyle elde edilen, köylerde su kabı yerine
—Sundurma: Hayat, salon, evin giriş bölümü. Hayat.
—Sacayağı: Eski ocaklarda yemek pişirmede tencere altına konan üç ayaklı demir.
—Suva: sıva
—Suva: Derin olmayan.
—Saan (sahan) tabak.
—Sini: Sofra.
—Sefte. (Siftah): Kazanılan ilk para.
—Sıpa: Eşek yavrusu.
(Erkek eşek sıpa gezdirmez.) :Mecaz olarak kullanılır. Erkek kişi çocukla pek ilgilenmez.
Ş:
Şovuk: aydınlık
Şapşak: sürahi.
Şopar: küçük çocuk. Şıptık: terlik.
Şayka: Ağaç çivi.
Şırlan yağ: Ham, susam yağı.
T:
Tırpan: çalı kesme aleti.
Toparlak: Yuvarlak.
Tokat: Bahçe giriş kapası.
Tokurcun: Buğday demetlerinden yapılmış küçük yığın.
Temin (demin) az önce.
Te: işte.
Talika: at arabası.
Tekne: Hamur karılan ağaçtan yapılan alet.
Testi: Toprak su kabı.
—Târtma: Büyük, yünlü baş örtüsü.
—Törpü: Marangoz ve demircilerin kullandığı eğenin daha iri tırtıklara sahip olan cinsi.
—Topsa: Kaplumbağa.
—Tokyo: terlik.
—Tokmak: Bulgur dövmek için kullanılan ağaçtan alet. Ağaçtan yapılmış iri çekiç:
—Tokurcun: küçük yığın.
U:
Urgan: Kalın ip, halat, çatı
Uyuntu: Tembel kimse.
Uynuk: ayran.
Uştunmak: susmak. Konuşmamak.
Uğratmak: Kovmak.
Ü:
Üvendire.Çiftçilerin hayvanlarını yürütmek için kullandıkları ucu çivili sopa, değnek
V:
Varyoz: 10-12 kğ ağırlığında iki başı düz tokmak.
Y:
Yaba: Harman savurmakta kullanılan, çatal biçiminde, tahtadan tarım aracı.
Yelve (entari)
Yayık: Süt ve yoğurttan yağı ayrıştırmada kullanılan alet.
Yüklük: Yatakların konduğu yer.
Yastaç: Üzerinde yufka açılan tahta. Yassı ağaç.
Yalabık: Parlak, kaygan.
Yular: At, eşek , sığır gibi hayvanları bağlamakta kullanılan ip.
Yonga: ağaç parçası, kabuğu.
Yoz: Kışın ormana salınan manda, malak sürüsü.
Z:
Zelve: Hayvanların boyunduruğa koşulmasında kullanılan demir veya ağaç çubuk.
Zampara: Çapkın.